Maden Mühendisi Oğuz ALP Website
  C-Ç
 
CAM, 1) Silis veya bor anhidriti gibi cam haline gelebilen, alkaliler gibi kolay eriyen ve kireç gibi dayanıklılığı arttırıcı elementlerden meydana gelmiŞ bir karıŞımın ergitilmesiyle yapılan saydam ve çabuk kırılan madde. 2) Sırça. 3) Kadeh.

CAMBO, —> Jumbo.

CAM CİLA, Saydam minerallerinin çoğunda bulunan cila olup cam, dağ kristali, barit ve birçok silikatlar bu görünümü verirler.—> Minerallerin parlaklığı.

CAM İPLİĞİ, —> Cam yününden veya pamuğundan, normal iplik yapım sistemlerine göre çekilmiŞ veya süzgeçlerden basınç altında elde edilmiŞ cam iplik. Cam maddesi inceldikçe elastikiyet kazanır. Bu özellikten dolayı, yaklaŞık 0,5 mikron incelikteki cam iplikleri birbirleriyle katlayarak bükmek ve istenilen kalınlığa getirmek mümkündür. Cam ipliği sanayide özel Şekilde yapılmıŞ süs veya kadın eŞyaları dokunmasında kullanılmakta ve bazen de fantezi iplik yapımında diğer mensucat ham maddeleriyle karıŞtırılabilmektedir.

CAM PAMUĞU, Pamuk yığını halinde elde edilmiŞ cam lifi. Cam pamuğu, erimiŞ cam kitlesinin 1500-1700°C arası sıcaklıkta ve yüksek basınçla gayet ince delikli (takriben 0,5-4 mikron) eleklerden geçirilmesiyle elde edilir. Lif haline gelen camın, süzgeç deliklerinden fıŞkırma hızı dakikada yaklaŞık 21.000m. olmalı ve çıkan lifler dönen bir Şerit üzerine düŞerek fırın ağzından derhal uzaklaŞtırılmalıdır. Pamuk yığını görünüŞünde olan cam pamuğundan, normal iplik yapma sistemleri ile iplik yapılabildiği gibi, ısıyı ve elektiği iletmediği için kurutma sobalarında veya buzdolaplarında izolan olarak kullanılabilir.

CAM YÜNÜ, İnce elyaf haline getirilmiŞ cam yığını. Elyaf incelikleri 3-4 mikron arasında değiŞir. Bu malzemenin ısıya karŞı kötü iletken olması izolan olarak kullanılmasını sağlar.

CANAVAR DÜDÜĞÜ, 1) İçinden hava ya da buhar geçince uyarıcı ses çıkaran ve uzaklara kadar tehlike iŞareti vermek için kullanılan araç. 2) Siren.

CAP ROCK (Keprok), Petrol, gaz, tuz domu yataklarını örten geçirimsiz örtü tabakası.  —> Petrol yatakları. —> Örtü tabakası.

CARALOX, —> Korund.

CARDOX SİSTEMİ, —> Kardoks yöntemi.

CASİNG, —> Muhafaza borusu.

CEBİRE, Rayları birbirine bağlamaya yarayan pabuç.

CEBRİ HAVALANDIRMA, —> Tali havalandırma.

CEP, 1) Her tip galeri, varagel, vinç dip ve baŞlarıyla ara katlarda; korunma, malzeme koyma vb. amaçlarla genellikle bu galeri istikametine dik istikamette açılan kısa ve kör rekup veya sığınılabilecek boyuttaki yuva. 2) Petrol, doğalgaz ve cevher yataklarında ana kütleden ayrı veya bağlantılı olarak teŞekkül etmiŞ küçük zuhur. 3) —> NiŞ.

CEP SANTRALI, —> Kojenerasyon sistemi.

CER HALATI, Varagel ve vinçte yükü (arabaları) çeken halat.

CER KUESİ, Havai hatların taŞıyıcı halatlarını gerdirmeye yarayan, özel Şekilde hazırlanmıŞ çelik konstrüksiyon pilon.

CER MAKARASI, —> Molet.

CEVHER, Doğrudan doğruya veya bazı iŞlemler sonucu zenginleŞtirilerek endüstride tüketim yeri bulunabilen ve ekonomik değeri olan bir veya birkaç mineralden oluŞmuŞ kayaç. Cevher, metal üretiminin hammaddesini teŞkil eder. Değerli mineraller metalik elementleri içermiyorsa cevher tabiri yerine endüstriyel hammadde deyimi kullanılır.

CEVHER HAZIRLAMA, Cevheri, zenginleŞtir-meye hazır duruma getirebilmek amacıyla yapılan; kırma, öğütme, tane büyüklüğüne göre sınıflan-dırma gibi iŞlemler topluluğu.

CEVHER ZENGİNLEŞTİRME, Cevher hazırlama iŞlemlerine tabi olmuŞ ürünün; flotasyon, ağır mayi, manyetik, elektrostatik vb. usullerin uygulanması suretiyle metalurjik iŞlemler yapılabilir veya satılabilir niteliğe getirilmesini sağlamak amacıyla yapılması gereken iŞlemler topluluğu.

CEVHER ZENGİNLEŞTİRME EĞRİSİ, —> Yıkama eğrileri.

CEVİZ, —> Satılabilir.

CHANGE KUM KONİSİ, Derin ağır ortam (ağır mayi) ayırıcısı.—> Statik ağır ortam (ağır mayi) ayırıcıları, —> Kömür yıkama yöntemleri —> Şekil.

 
 

 

 


CHARLES GENEL KIRILMA KANUNU, Kırılma hakkında yalnızca belirli kırılma Şartlarını karŞılayan;—> Rittinger, —> Bond ve  —> Kick kanunlarını genel bir diferansiyel denklemle ifade eden bir kırılma kanunu:

                      d(d)

A=ƒ   - C ———— kwh / t,

        d 01            da

burada C ve a, ıntegrasyon için aynı zamanda değiŞken kabul  edilen yalnız kaba çözümler için sabite olarak kabul edilen değerler,

d01 : Besleme malın ortalama tane iriliğini,

d02 : KırılmıŞ malın ortalama tane iriliğini ifade

        eder.

Bu formülden a=2 için —> Rittinger, a= 1 için —> Kick, a= 1,5 için —> Bond kanunu elde edilir. Kırılmada a değeri yalnız 1, 1,5 veya 2 değerlerini değil, kırılma Şartlarına bağlı olarak 1 ile 2 arasındaki bütün değerleri alabilir.

CFR (COST AND FREIGHT- MAL BEDELİ VE NAVLUN), İŞleme konu olan malların belirtilen varıŞ yerine kadar taŞınması için gerekli olan masrafları ve navlun bedelini satıcının ödemesi anlamına gelen uluslararası ticaret kavramı. Ancak CFR anlaŞmasında, mallara iliŞkin kayıp ve hasar riski ile birlikte, malların gemi bordasına aktarılmasından itibaren meydana gelebilecek olaylardan kaynaklanan bütün ek masraflar, mallar yükleme limanında gemi bordasına geçtiği andan itibaren satıcıdan alıcıya devrolur. CFR terimi, malların ihraç iŞlemlerinin satıcı tarafından yapılmasını öngörür. (Incoterms 1990).

CIF (COST, INSURANCE AND FREIGHT-MAL BEDELİ SİGORTA  VE  NAVLUN), —> CFR terimindeki yükümlülüklerine ek olarak taŞıma sırasında malların kayıp ve hasar riskine karŞı deniz sigortası yaptırma yükümlüğünü ifade eden uluslararası ticaret terimi. Alıcının, CIF anlaŞmasında dikkate alması gereken husus, satıcının asgari düzeyde bir sigorta yaptırabileceğinin beklenmesidir. CIF terimi, malların ihraç iŞlemlerinin satıcı tarafından yapılmasını öngörür. (Incoterms 1990).

CLAUS YÖNTEMİ,—> Kükürt.

CIP (CARRİAGE AND INSURANCE PAİD TO - TAŞIMA VE SİGORTA BEDELİ ÖDENMİŞ OLARAK TESLİM), Satıcının— —> CPT teriminde belirtilen yükümlülüklerine ek olarak; malların taŞınması sırasında kayıp ve hasar riskine karŞı alıcıya yük sigortası sağlama zorunda olduğu durumunu ifade eden uluslararası ticaret terimi. Diğer bir deyiŞle; satıcı, sigorta sözleŞmesini akdeder ve sigorta primini öder. Ancak; alıcı; asgari sigorta kapsamına göre, sigorta iŞleminin yapılacağını dikkate almalıdır. CIP terimi, malların ihraç çıkıŞ iŞlemlerinin satıcı tarafından yapılmasını öngörür. (Incoterms 1990).

CIP-YÖNTEMİ, —> Karbon in pulp yöntemi.

CIVA (Hg), Özgül ağırlığı 13,6 gr/cm3, atom numarası 80, atom ağırlığı 200,61 olan ve normal ısıda sıvı halinde bulunan gümüŞ renkli metal. Cıva yalnız ısıtıldığında değil, normal sıcaklıkta da zehirli buhar çıkartır. Cıvanın en önemli minerali sinober (HgS) dir. Termometre, barometre, vakum tulumbaları, cıva buharlı lambalar ve redresörlerde cıva kullanılır. Ayrıca aynaların sırlanmasında, altın ve gümüŞ üretiminde, tıpta tedavi maddesi olarak cıvadan faydalanılır. Cıva elde edilmesi, prensipte civanın 400°C cıvarında buharlaŞtırılarak soğutulması esasına dayanır. Dünya cıva ticareti, sinober cevheri olarak değil,özel olarak imal edilmiŞ metal ŞiŞeler içinde ve 76 pound olarak yapılır ve üretim miktarı ve rezervler de ŞiŞe olarak ifade edilir.

İlk üretim (birincil) cıva metalinin % 99,9 derecesinde saf, temiz ve parlak bir görüntüye sahip olması, diğer baz metallerin bünyesinde 1 ppm (part per million)’den az olması istenir ve bu durum da her türlü kullanım alanında ticari iŞlem görür. Daha saf cıvanın elde edilmesi için birkaç kademeli destilasyon iŞlemine ve elektrolitik rafinasyona tabi tutulması gerekir. 1970’li yıllarda cıva fiyatlarındaki dalgalanmaları önlemek, arz ve talep dengesini sağlamak amacıyla ASSIMER (Assocition of Mercury Producer), Meksika, Cezayir, İtalya, Ispanya ve Yugoslavya’nın katılımıyla kurulmuŞ, fakat aktif olamamıŞtır.

CIVATA, Birbirine bağlanmak istenen ağaç veya metal parçalar üzerinde hazırlanmıŞ olan deliğe yerleŞtirilerek somunu sıkılmak suretiyle bağlamayı sağlayan tesbit ve ekleme parçası. Cıvataların tesir tarzı, vidalar ve kamalarda olduğu gibi eğik düzlem kanunlarına dayanır. Cıvata diŞleri üçgen, yuvarlak, trapez, testere vb. Şekillerde tek ağızlı (tek helezon), iki ağızlı (çift helezon) olarak da yapılır. Cıvatanın baŞı altı köŞe, çekiç, silindirik veya yarım yuvarlak olabilir. BaŞının Şekline göre altı köŞe-, çekiç-havŞe-, dörtköŞe-, gömme (havŞe)-, gömme ve mercimek-, ve yarım yuvarlak baŞlı cıvata vb. Şeklinde isimlendirilir.

CİLA, 1) Bir yüzeyi dıŞ etkenlerden (yağmur, su, sıcaklık gibi) korumak ve, veya parlaklık gibi güzel bir görünüm vermek için kullanılan kimyasal bileŞik. 2) Parlaklık. Cilalı (parlak) yüzeylerin ayırımını ve tarifini yapabilmek ve ayrıca minerallerin doğal görünümünü belirtmek için kullanılan kelime.  —> Minerallerin parlaklığı.

CİLALI  PLAK, Mermer iŞletmeciliğinde perdahlı plâkların cilâ makinalarında cilâ taŞı ve cilâ malzemesiyle cilâlanmıŞ hali.

CMC, İçine büyük miktarda alkali ve toprak alkali tuzlar karıŞan sondaj çamurunun bozulan özelliğini düzelten bir bakıma çamuru stabilize eden bir kimyevi madde olup, kimyasal ismi karboksimetilselülöz’dür.

COĞRAFİ İŞARETLER,  —> Patent.

CONTA, İçerisinden sıvı, buhar, basınçlı hava ve gaz nakledilecek olan boruların ve bu nevi maddelerin içinde saklanacağı veya sıkıŞtırılacağı muhafaza düzenlerinin parçaları arasında sızdırma ve kaçağı önlemek (geçirmezliği sağlamak) amacıyla kullanılan lastik, plastik, bakır, kurŞun, bazı alaŞımlar, mantar, amyant, klingirit vb. maddelerden imal edilmiŞ malzeme.

COREX YÖNTEMİ, Demir-çelik üretiminde yüksek fırın teknolojisine alternatif olarak geliŞtirilen çelik üretimine yönelik bir direkt ergitmeli redüksiyon prosesi. —> Yüksek fırın prosesine benzeyen bu yöntem koklaŞamayan kömüre dayalı sıcak metal üretimi yapar. Corex prosesinde kok fabrikası ortadan kalktığı için maliyeti oldukça düŞüktür. Corex yöntemine göre çalıŞan tesis ilk olarak Güney Afrika, Iscor-Pretoria iŞletmelerinde kurulmuŞtur.

 
 

COWARD ÜÇGENİ, Metan, oksijen ve azot karıŞımlarından oluŞan grizu ortamını gösteren patlama diyagramı. —> Şekil.

CPM, Kritik Yol Metodu (Critical Path Method) deyiminin kısaltılması. —> Kritik yol metodu. Şebeke planlaması.

CPT (TAŞIMA ÜCRETİ ÖDENMİŞ OLARAK TESLİM), Malların belirlenen varıŞ yerine taŞınmasında navlunun satıcı tarafından ödendiğini ifade eden uluslararası ticaret terimi. CPT anlaŞmasında, malların taŞıyıcıya aktarılmasından sonra mallarla ilgili kayıp ve hasar riski ayrıca bu teslim iŞleminden sonra meydana gelebilecek olayların yarattığı bütün ek masraflar satıcıdan alıcının üzerine geçer. “ TaŞıyıcı” bir taŞıma sözleŞmesi çerçevesinde malların demiryolu, karayolu, denizyolu, havayolu, nehir ya da bunlardan bazılarının birarada kullanılmasıyla taŞınması iŞlemini bizzat üzerine alan ya da bunu yapma taahhüdünde bulunan herhangi bir Şahsı tanımlar. Eğer malların belirlenen varıŞ yerine ulaŞtırılması için birbiri ardına taŞıyıcılar kullanılıyorsa, birlikte risk de devredilmiŞ olur. CPT terimi, malların gümrük çıkıŞ iŞlemlerinin satıcı tarafından tamamlanmasını öngörür. (Incoterms 1990).

CROSS METODU, Kesitler üzerindeki eğitim değiŞtiği her noktanın kotları ve baza olan yatay mesafeleri ile yapılan ve böylece alan bulmaya yönelik hesap Şekli.

CUT OFF GRADE, 1) Bir madenin üretim miktarının ayarlanması ile değiŞen ve ekonomik iŞletilebilirlik sınırını belirleyen en düŞük tenör. 2) Tenörün iŞletilebilirlik noktası.

CÜRUF, 1) Katı yakıtların yanması sonucu artakalan, eriyip katılaŞmıŞ maddeler. 2) Metallerin izabesinde fırında en üst kısımda toplanan ve yerine göre atılan veya özel iŞleme tabi tutularak inŞaat kumu, kaldırımtaŞı, cüruf çimentosu vb. imalatta kullanılabilen artık. —> Yüksek fırın cürufu.

CÜRUF ÇİMENTOSU, Yüksek fırın cürufların-dan da yararlanılarak imal edilen çimento.

CYMET YÖNTEMİ, Ferrik klorürün oksitleyici özelliğini kullanan hidrometalurjik prensiplerine dayalı bakır üretim yöntemi. —> Şekil.


ÇAĞLAYAN, —> şelale.

ÇAKIL, 5 mm.’den büyük ve 200 mm.den küçük olan, çimentolanmamış taş veya mineral parçaları. Çakılın büyüklerine moloz, küçüklerine de fiske çakıl denir.

ÇAKMAKTAŞI , a) Gri, kahverengi veya siyah renkli kuars türü. Konkoidal olarak kırıldığından kenarları keskindir. ilk insanlar tarafından alet yapmakta kullanılmıştır. b) Jaspis ile opal karışımından oluşan amorf bir taş. Rengi genellikle kahverengi olup, sedefsel kırılımlıdır. Bünyesindeki suyu kaybederse üzerinde beyaz bir kabuk oluşur. Süstaşı olarak değersizdir, sertliği ve aşındırıcı özellikleri vardır. Çelikle çarpma sonucu yaydığı kıvılcım kav veya pamuk fitili tutuşturarak ilkel anlamda kibrit yerine kullanılmıştır. Mekanize olmamış tarımda biçilmiş ekinler harman sürmede kullanılan döğenlerin altına muayyen bir şekilde yerleştirilen çakmaktaşlarının kesici özelliğinden yararlanılarak; harman döğüldükten sonra yaba kullanarak; tabii rüzgarın itme gücünden de yararlanılarak; tahıl ve samanın birbirinden ayrılmaları sağlanır. —> Gizli kristalin kuars, Sileks.

ÇAMUR, —> şlam.

ÇAMURLAMA, 1) Yanmaya elverişli madenin bir kısmının eski üretim alanlarında bırakılması nedeniyle çıkan veya çıkabilecek yangının önlenmesi için havadan yalıtma amacıyla eski üretim alanının çamurlu su ile doldurulması. 2) —> Ambuaj.

ÇAMUR KLAPESİ, —> Tarak Gemisi.

ÇAMUR POMPASI, 1) Sondaj sıvısını kuyu dibine basarak kuyu cidarından yükselmesi devrini tamamlatan, genellikle, pistonlu pompa.

ÇAMAŞIR TOPRAĞI, —> Kil

ÇAMUR TABANCASI, —> Karıştırıcı.

ÇAMUR TERAZİSİ, Sondaj çamurunun yoğunluğunu ölçmeye yarayan bir tür kollu terazi. Kolun bir tarafındaki ölçek içine doldurulan çamurun yoğunluğu kolun diğer tarafındaki denge göstergesi vasıtasıyla okunur.

 
 

ÇAN, Kuyu, vinç ve varagel dip ve başlarında veya bunların ara katlarında bulunan sesle işaret verme düzeni.

ÇANCI, 1) Varagel, vinç ve kuyuda işaret vermekle görevli kişi. 2) işaretçi. 3) Kampanacı. 4) Saçcı.

ÇAPRAZ AYAK , —> Diyagonal ayak.

ÇAPRAZ ÇERÇEVE TAHKİMATLI AYAK İŞLETME METODU, Küp tahkimatlı ayak işletme metodunda olduğu gibi, özel bir şekilde çentili olarak hazırlanıp ocağa indirilen ağaçların çapraz olarak (daha ziyade tavan ve tabana uyumlu), yerleştirilmesine dayanan ağaç tahkimatlı (üretim) işletme metodu.

 
 

 

ÇAPRAZ SARIMLI HALAT, Kordon içindeki tellerin sarım yönü ile halatı teşkil eden kordonların sarım yönü birbirininin aksi istikamette olan halat. Kordonlar sağ tarafa doğru sarılmışsa çapraz sargılı sağ halat; sol tarafa doğru sarılmışsa çapraz sargılı sol halat diye ayrılırlar. —> Çelik halat, Halat dolamı.

 
 

ÇARIK, 1) Sondajda muhafaza boru sisteminin en ucuna takılan ve borular kuyuya inerken küçük engelleri bertaraf ederek boruyu koruyan özel kron. 2) Keysing şu. 3) şu.

 

ÇARKLI BAGER, —> Döner kepçeli ekskavatör.

ÇARKLI HAVÖZ, Çarklı potkapaç makinesi.

ÇARPMALI DELME SİSTEMİ, Delici ucun (balta) mekanik bir kuvvet veya yerçekimi etkisinden yararlanılarak kayaç veya cevher kitlesine çarpıp kırıntılar koparması suretiyle delik delme (sondaj yapma) sistemi.

ÇATAL DİREK, Boyunduruk, sarma veya belleme altına, destek veya ek destek olarak yetiştirilen bir ucu kurt ağızlı diğer ucu sivriltilmiş maden direği.

ÇATAL RAPTİYE, 1) iki ucu dövülerek sivritilmiş ve dik olarak geniş U şeklinde bükülmüş demir. Çatal raptiye ağaç bağla ilerleyen galerilerde hem alındaki bağların devrilmemesini ve hem de aralıklarının muhafazasını sağlamak için yan direklere çakılarak kullanılır. 2) —> Bağlantı kancası.

ÇATLAK FAYLARI, —> Gül diyagramı.

ÇATLAK SÖKÜMÜ, Açık işletmelerde patlayıcı madde kullanarak yapılan atımlarda meydana gelen çatlaklar arasında kalan parçaların düşerek tehlike yaratmalarını önlemek amacıyla yapılan temizleme işi.

ÇEKİCİ LAĞIMDA ÇALIŞAN DELİCİ, 1) Çekici hemen matkabın arkasında bulunan bir tip martoperforatör. 2) Down the hole hammer.

ÇEKİÇ BAŞLI CIVATA, Başının genişliği şaft (mil) çapına eşit çekiç görünümünde özel civata.

ÇEKİÇLEME, Mermer işletmeciliğinde sadece çekiç kullanılarak taşların işlenmesi.

ÇEKİÇLE YÜZLENMİŞ MOZAİK TAŞ (ÇEKİÇLEME MOZAİKİ), Mermer işletmeciliğinde, imalât yüzünün bilinen bir kural gereğince şekillendirilmesi için, taş yüzlerinin ve yanlarının çekiçle düzeltilmiş hali.

ÇEKİÇLİ KIRICI, Silindirik bir gövde içinde; dökülen madene çarpacak şekilde yerleştirilmiş olan sabit veya hareketli parçaların monte edildiği milden (rotor) oluşan kırıcı.

 
 

ÇEKME DENEYİ, Bir tele veya çubuğa artırılan kuvvet tatbik edilmesi halinde kuvvet ve uzama arasındaki bağıntıyı tesbit için yapılan deney. Çekme deneyinden elde edilen verilerle çizilen eğriye de çeki-uzama diyagramı denir. Kuvvetin çubuk üzerinde kalıcı deformasyon bırakmaya başladığı P noktasına “Elastikiyet Sınırı” ve kuvvet daha artırılmaya devam edildiği takdirde telin kuvvetle orantılı olarak uzamasının devam etmesinin durduğu Fº noktasına “Akma Sınırı” denir. Diyagramdaki Fº - Fu bölgesi akma bölgesidir.

 
 

ÇEKME KEPÇELİ TARAK DUBASI, —> Tarak Gemisi.

ÇEKTİRME BAĞLAMALARI, —> Presli ve sıcak geçme.

ÇELİĞE SU VERME, Allotropik bir metal olan demirin osternit fazında uygun bir sıcaklığa kadar ısıtılarak su, yağ veya havada ani olarak soğutulma işlemi. Ani soğutma işlemi sonucunda demirin bünyesinde ferrit ve pörlik teşekkül etmez; strüktürü ostenit halinde kalır. Demir, ostenit fazında sert ve kırılgandır.

ÇELİĞİ HAVADA TAVLAMA,  Dövüldüğü veya haddelendiği zaman kristalleri muayyen bir istikamete dizilen ve muhtelif istikametlerde değişik fiziki özellik gösteren çeliğin tavlanıp havada soğutulmak suretiyle strüktürünün homojen bir hâle getirilmesi işlemi.

ÇELİĞİ MENEVİŞLEME, Söndürme işlemine tâbi tutulmuş bir çeliğin sertliğini azaltmak ve selabetini (sağlamlığını) çoğaltmak için tekrar 723ºC’nın altında bir sıcaklığa kadar ısıtılarak havada soğumaya bırakılması. Menevişlemede ısıtma, çeliğin arzu edilen sertliğine göre ayarlanır.

ÇELİĞİ SÖNDÜRME, Çeliğin kritik suhunetin üstüne kadar ısıtılarak suya, yağa veya uygun bir sıvıya atılarak soğutulması.

ÇELİĞİN KARBÜRASYONU, >Çeliğin sementasyonu.

ÇELİK KORDLU BANT, —> Bant.

ÇELİĞİN NİTRASYONU, Demirin Cr-Al-Mo, Cr-Mo, V; Cr-V gibi metallerle alaşımından elde edilen kaliteli çeliklerin amonyak gazıl ile (500º - 650º) ısıtılarak amonyaktaki azotun 0,5 mm derinliğe kadar çeliğin yüzeyine nüfuz etmesi olayı. Nitratlama suretiyle çeliğin yüzeyinin sertliği bazen, Rockvel C-72 sertliğine kadar ulaşabilir. 

ÇELİĞİN SEMANTİT HALİ, %6,55 C ihtiva eden çelik (Fe3C). Çelikteki C bu miktardan az olursa pörlit meydana gelir.

ÇELİĞİN SEMENTASYONU, Çeliğin yüzeyine dışardan karbon ilave etmek için çelik karbonlu bir madde veya karbonlu bir gaz veya karbonlayıcı bir sıvı içinde kritik suhunetin üstüne kadar ısıtılarak yapılan işlem. Sementasyonla çeliğin yüzeyinin karbonu arttığından su verme suretiyle çeliğin dış kısmı sert, iç kısmının da selabetinin (sağlamlığının) yüksek olması sağlanır.

ÇELİĞİ TAVLAMA, Çeliğin fırında veya havada ısıtılması.

ÇELİK, —> Pik demirin özel fırınlarda ısıl işleme tabi tutularak asilleştirilmesi sonucu elde edilen ürün. içinde en fazla %1,7 C bulunduran bir Fe-C alaşımıdır. Çelikler ayırca çok az miktarlarda Mn, Si, P, S gibi cevherden gelen elementlerle Cr, Mo, Ni, W, V gibi özel olarak katılan alaşım elementleri ihtiva edebilirler. Bu alaşım elementleri çeliğin fiziksel ve mekaniksel özelliklerini geliştirmeye yarar. Karbon oranı %0,2 - 0,4 arasında olana “Orta Karbonlu”; 0,4’den fazla olana da “Yüksek Karbonlu” çelik deniz.

ÇELİK 18/8, Bünyesinde % 18 krom ve % 8 nikel içeren çelik.

ÇELİK BAĞ, Çelik profilden yapılmış tahkimat birimi.

ÇELİK DİREK, 1) Genellikle iç içe geçmiş çelik iki profilden mamûl, uzatılıp kısaltılabilen tahkimat ünitesi, 2) Etanson metalik.

ÇELİK DÖKÜM, Muhtelif fırınlarda elde edilen çeliğin hazırlanmış kalıplara dökülmesi işlemi. Dökümden sonra, parça, özelliklerini iyileştirmek için normalize tavına tâbi tutulur.

ÇELİK DÖVME, Karbonlu ve alaşımlı çeliklerin belli bir tav sıcaklığında bir dövme tezgâhı yardımıyla plastik deformasyonu. Dövme parçaların ağır hizmet koşullarında iş gören parçalar olması nedeniyle, emniyet ve mukavemet özelliklerinin kazandırılması, dövme sanayinin konusunu teşkil eder. Dövme sanayi mamüllerinin dövme taslakları adı altında ithalat mevzuatına göre gümrük tarife istatistik pozisyonları şöyledir: 7207.19.40 Dövme taslakları (karbonlu çeliklerin) , 7207.20.93/99 Dövme taslakları (karbonlu çeliklerin), 7224.90. 61/73 Dövme taslakları (alaşımlı çeliklerin). Karbonlu çelikler ayırımı, bünyesinde % 0,25’den az karbon ihtiva edenler için 19.40; % 0,25’den fazla karbon ihtiva edenler içi ise 20.93/99 pozisyon numaraları ile ifade edilmektedir. —> Dökme demir.

ÇELİK HALAT, Muhtelif çaplarda (Ø0,03 ilâ 4 mm.) çelik (56 ilâ 210 kg./mm2 mukavemetli) tellerden oluşmuş yuvarlak veya üçgen toronların (kordonların) bir öz üzerine (halat özü) çeşitli yönlerde sarılmasıyla meydana gelmiş bir kuvvet nakil elemanı. Tellerin ve toronların aynı yönde, aksi yönde, sağ yönlü, sol yönlü sarılmalarıyla —> Paralel sarımlı, —> Çapraz sarımlı, —> Karışık sarımlı, sağ veya sol sarımlı halat diye isimlendirilirler. Çelik halat; bazı işyerlerinde; çelik tel halat, tel halat ve kablo olarak da isimlendirilir. —> Plastik kaplı çelik halat, Halat damar düzenleri, Halat dolamı, Metalik alan, Yassı halat, Halat simgeleri, Oval-, Yuvarlak-, Üçgen damarlı halat-, Preforma halat-, Halat dolamı-, Metalik alan-, Seale filler-, Basit sarımlı-, Filler-, Warrington seale, Seale-, Warrington-, Lifözlü damar-, Halat simgeleri, Halat damar (toran) düzenleri, Dönmez tip halatlar, Yassı halat.

 
 

ÇELİK ÖRGÜLÜ BANT, —> Bant.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ÇELİK SARMA, Genellikle çelik direkle birlikte kullanılan özel çelik profilden yapılmış başlık. —> Sarma.

 
 

ÇELİK TAHKİMAT, Çelikten yapılmış birimlerle kurulan tahkimat düzeninin tümü. —> Madeni tahkimat.

ÇELİKTE KRİTİK SUHUNET, Çelikteki ferrit, pörlit veya semantitin tamamen austenite dönüşmesi için çeliğin ısıtılması gereken asgari sıcaklık. —> Allotropik metal.

ÇENE, Sondaj çalışmalarında kullanılan anahtar, fren ve morsetlerde tij ve boruları kavrayan özel parçalar. Bu parçalar genelikle lokma denilen özel cıvatalarla sıkılır.

 
 

ÇENELİ KIRICI, iri kırma aşamasında kullanılan biri sabit biri hareketli iki kırma yüzeyinin (yanak) yukardan aşağıya doğru daralan açılı bir konumda monte edilip kısa titreşim hareketi tesiriyle taşı veya madeni ezerek kıran ve kırılan parçaların alttaki dar aralıktan ayağıya düşmesini sağlayan makine. 2) Konkasör.

ÇENTİ, 1) Ağaç tahkimatta, dikme, boyundu-ruk, sarma, belleme vb. direklerin balğantısı için direk başlarında balta veya testere ile açılan, özel biçimli diş veya oyuntu. 2) —> Çinti.

ÇERÇEVELİ YONU, Mermer işletmeciliğin-de, taşın derz kenarının kalemle dar bir şerit halinde işlenmiş olanı.

ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ (ÇED), Gerçekleştirilmesi planlanan faa-liyetlerin çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yönde etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ve teknoloji alternatiflerinin tesbit edilerek değerlendirilmesinde ve faaliyetlerin uygulanmasının izlenmesi ve denetlenmesinde sürdürülecek çalışmalar. Canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortam da çevre diye ifade edilir.

ÇEYN KONVEYÖR, —> Zincirli konveyör

ÇIKARILMAYA HAZIR REZERV, —> Görünür rezerv.

ÇIKIŞ HAVASI, Ocakta kullanılıp nefeslikten dışarı atılan kirli hava.

ÇIKMAZ YOL, 1) Nefesliği olmayan galeri. 2) —> Çuval dibi. 3) Cul de sac.

ÇIMA, Maden damarının fay zonlarında incelip iz haline gelmesi.

 
 

ÇİFT BEŞGEN PRİZMA, Dik çıkmak istenilen doğrultunun iki tarafınında görülmesine olanak sağlayan çift prizma düzeni. —> şekil. Mimari gönye, Prizma.

 

ÇİFT DRAGLAYN YÖNTEMİ, (TANDEM DRAGLAYN YÖNTEMİ), Örtükazı diliminin fazla kalın olması durumunda uygulanan dekapaj yöntemi. Bu yöntemde dilim, üst ve alt kademe olarak ikiye ayrılır. Üst kademede çalışan kısa bumlu draglayn tekrar kazı yapmaksızın kazdığı malzemeyi alt kademe önüne yığar. ikinci draglayn, birincinin çalışma alanı dışında ve takriben 100-150m gerisinde ve dilim kalınlığının altyarısı üstünde çalışır. ikinci draglayn’ın bumu daha uzun olup % 25 civarında tekrar kazı yapar ve çalışmasının ilk safhasında birinci draglayn tarafından dökülen yığının üstüne çıkmak suretiyle ve buldozerin de yardımı ile kendine çalışma platformu hazırlar. Daha sonra 90° ve daha az açı altında çalışarak ve tekrar kazı yaparak ilerler. —> ­şekil: çift draglayn yönteminde 1. ve 2. draglayn’ın konumu.

ÇİFT KAPI, Ocak içinde kapı ile ayrılan bir bölümde, insan veya araçların kapıdan geçişleri sırasında ocak havasının kaçması için belli aralıklı iki kapıdan oluşan kapı düzeni. —> Havalandırma kapısı.

ÇİMALAR- (GRELİN), Bir kendir öz üzerine veya yedinci bir halatın meydana getirdiği öz üzerine sarılan altı halatın kendi aralarında halatlama yapılarak elde edilen halat. Bu halatlar elastikiyet ve bükülgenliğinden dolayı, genellikle sapan ve gemi palamarları yapımında kullanılır. —> şekil, Çelik halat.

ÇİMENTO, Başlıca silisyum, kalsiyum, aluminyum ve demir oksitleri içeren hammaddelerin (kireçtaşı, kil, marn, killi şist) belirli oranlarda karıştırılıp öğütülerek en az sinterleşme (Pluzolonik maddeler) temperatürüne kadar pişirilmesi ile sağlanan kilnkerin, tek veya daha fazla cins katkı maddesi ile birlikte belli bir incelikte öğütülmesi ile elde edilen hidrolik bağlayıcı. Çimento, uluslararası standart sanayi tasnifinde (ISIC), 369 ana grup ve 3692 kod numarası ile sanayide kullanılan esas kimyasal maddeler grubunda yer alır. Türk standartları katoloğuna göre aşağıdaki belirtildiği gibi çeşitlendirilir :

1- Portland çimentoları ve katkılı portland çimentosu (TS-19)

2- Yüksek fırın curuf çimentoları (TS-20)

3- Traslı çimento (TS-26)

4- Beyaz portland çimentosu (TS-21)

5- Harç çimentosu (TS-22)

6- Uçucu küllü çimento (TS-640)

7- Sülfatlı curuf çimentosu (TS-809)

8- Erken dayanımlı yüksek çimento (TS 36-46)

 —> Beyaz çimento, Curuf çimentosu.

ÇİMENTOLAMA, 1) Sondaj kuyularının yıkıntılı zonlarının çimento ile özel şekilde sağlamlaştırılması işlemi. 2) Muhafaza borularının içinde bulunduğu formasyona sağlam ve sızdırmaz bir şekilde bağlanması için özel düzenlerle boru arkasına çimento enjekte edilmesi. Çimentolama tapası muhafaza borusu ucundaki çarığa ulaştığında pompa basıncıyla kauçuk deforme olur ve çimentolu çamur halka boşlukta yükselir. ikinci tapa ilk tapaya ulaştığında yeteri kadar çimento, halka boşluğu doldurdu demektir. Tapadaki valf tertibatı, pompalama durduktan sonra çimentonun geri dönmesine engel olur. 3) Su geçirir tabakaların boşluklarına çimento, kil, bitüm vb. enjekte edilerek su geçirmez duruma getirilmeleri işlemi.

ÇİMENTOLANMA, Kayaç parçacıklarından oluşan kırıntı (klastik) tortullarının, mineral maddelerin gözeneklerine çökelmesi sonucu kaynaşması ve sertleşmesi. Bu süreç bir tortul kayacın oluşumunun son evresini oluşturur. Çimento (bağlayıcı malzeme), kayacın ayrılmaz ve önemli bir parçasını oluşturur ve kayacın gözenekliliği ve geçirgenliği çökelme sürecini belirler. Pek çok mineral, hidrotermal eriyik olarak bağlayıcı malzeme rolünü üstlenebilir; en yaygın bağlayıcı malzeme türü silistir. Kalsit ve diğer karbonatlar ile demir oksitler, barit anhidrit, zeolitler ve kil mineralleri de benzeri rol oynayabilirler. —> Sementasyon.

ÇİMENTO SEKTÖRÜ, Başlıca silisyum (Si), aluminyum (Al), kalsiyum (Ca) ve demiroksitleri   (Fe2O3) içeren hammaddelerin, teknolojik yöntemlerle sinterleşme derecelerine kadar pişirilmesi (kavrulması) ile elde edilen yarı mamul madde klinkerin tek veya daha fazla katkı maddesi ile ögütülmesi yoluyla üretilen hidrolik bağlayıcıları içeren bir üretim sektörü.

ÇİMENTO ŞERBETİ, —> Sondaj çimentola-masında kullanılan su ve çimento karışımı. Çimento şerbetine; duruma göre, çimentonun katılaşmasının çabuklaştırılması, geciktirilmesi, viskozite düşürülmesi, hafifletilmesi veya ağırlaştırılması için ilave maddeler de katılır.

ÇİNKO, Periyodik sistemin 30 numaralı elemanı. Demir dışı metal grubuna dahildir. Atom ağırlığı 65,38, ergime noktası 419°C, kaynama noktası 906°C, özgül ağırlığı 7,14 gr/cm3 500°C civarında buharlaşmaya başlayan çinko bu özelliği ile 100°C’ın çok altında buharlaşmaya başlayan su’ya benzer. Hadde - Çinkosunun çekme mukavemeti 14-36kg/mm2, uzama %20-60’dır. Katı dökme çinko, 90-120°C ve 140-170°C aralıklarında iyi haddelenir ve preslenir, lehimlenir ve kaynaklanır. Rutubetli havada, çinko yüzeyi koruyucu bir çinko karbonat tabakası oluşturur.

En önemli çinko cevherleri zinkblende, çinko-karbonat’tır. Kavrulma ve redüksiyonla elde edilen ürüne elektroliz yoluyla %99,999 saflık kazandırılır. Çinkonun alaşımları birçok yerde kullanılır. Plâka hâlinde evlerin çatılarında, tel ve boru olarak, oksitleri boyalarda, çelik sacların galvanizasyonunda kullanılır.

ÇİNKO SPESİFİKASYONLARI, Ticarette işlem gören çinko metâlinin bazı ülkeler standardına uygun olarak belirlenen muhteva oranları. (1) ASTM’ye göre azami Pb, Fe ve Cd dikkate alınır: (a) Prime western (P.W) Pb %1,400; Fe %0,050; Cd % 0.200; Zn %98,00. (b) High Grade Pb %0,030; Fe %0,020; Cd %0,020; Zn %99,90; (c) Sepcial High Grade Pb %0,003; Fe %0,003; Cd %0,003; Zn %99,99.(2) ingiltere’de G.O.B. spesifikasyonu P.W’ne yakın olup, azami %1,35 Pb ve %0,04 Fe sınırları vardır. Bunun dış “Continous Galvanising Grade” (azami %0,35 Pb ve biraz Al) ile “Controlled Lead Grade” (azami 0,18 Pb, Al yok) gibi galvanizciler için bazı kaliteler mevcuttur. P.W. veya G.O.B. sıcak daldırma için, daha saf kaliteler ise kalıp döküm için kullanılır. (3) Ayrıca ABD normlarında kalıp döküm maksadı için “ZAMAK” adı verilen alaşım kullanılır. Zamak 3; Al%3,5-4,3; Cu %0-0,25; Mg %0,03-0,08; Fe % 0-0,10; Pb %0-0,007; Cd %0-005; Sn %0-005 ihtiva eder ve geri kalan kısmı çinkodan ibarettir.

ÇİN PORSELENİ, Hamuru genellikle yüzde 50 kaolen, yüzde 25-30 feldispat, yüzde 20-35 kuars karışımından meydana gelen sert porselen. Buna feldispatlı porselen de denir. —> Porselen.

ÇİNTİ, Tahkimat direklerinin uçlarının balta veya testere ile özel kesilmiş şekli.

ÇİNTİLİ BAĞ, Birer uçları çintili iki yan direk ile iki ucu çintili bir boyunduruktan teşkil edilen yamuk biçimindeki ağaç tahkimat türü. —> Ağaç tahkimat.

ÇİZGİLİ KOD, —> Barkod.

ÇİZİCİ, —> Plotter.

ÇİZİK SERTLİĞİ, Ağzının şekli belli olan küçük bir bıçağın muayene parçası üzerinde bastırılıp çekilmesi sırasında meydana gelen çizginin genişliğinin ölçülmesi suretiyle tesbit edilen sertlik.

ÇİZİLMİŞ ÇAKIL, —> Moren.

ÇOK DERİN İŞLETME, Derinlere inebilmek için huni şeklinde açılmış olan ve derinliği 80 m den fazla olan açık işletme. Bu işletmelerde basamaklar; taşıma araçlarının işletmenin en derin noktasına inebilmelerini sağlamak için, spiral şeklinde düzenlenir. Kaya mekaniği bakımından meydana gelebilecek heyelânlar işletme derinliğini sınırlar.

ÇOK JETLİ YAKICILAR, —> Toz kömür yakıcılar.

ÇOK KATLI İŞLETME, Maden yatağının işletmeye elverişli, biri diğerinin üzerine konumlu en az iki kata ayrılabildiği işletme şekli. Katlar arası mesafe diğer birçok faktörün yanısıra bilhassa mineral rezerv miktarı ve günlük üretime bağlantılı olarak saptanır.

ÇOK ŞEKİLLİ MİNERALLER, —> Polimorf mineraller.

ÇOMAK, —> Köstek. Köstek atma.

ÇÖKELTME HAVUZU, Sulu dolgu yönteminde çamurlu sularda askıda bulunan maddeler çökeltilip temiz su elde edilmesini sağlayan havuz.

ÇÖKME, —> Tasman.

ÇÖKTÜRÜCÜ REAKTİF, —> Reaktif. Flokulant

ÇÖMLEK KİLİ, Bileşiminde bir miktar kalker bulunan ve parmaklar arasında toz hâline gelebilen bir çeşit plâstik kil. Su ile kolaylıkla yoğrulduğundan tuğla ve çömlek yapımına elverişlidir.

ÇÖRT (ÇERT), —> Çakmaktaşının daha çabuk kırılan beyaz, sarı, gri veya kahverenginde olabilen  katışık cinsi. Buna boynuztaşı da denir.

ÇÖRT BİT, Silisli formasyonun delinmesinde veya çakmaktaşı geçilmesinde kullanılan aşınmaya dayanıklı özel matkap.

ÇÖZELTİ, Çözeltme işleminden sonra faydalı element veya elementleri içeren eriyik.

ÇÖZÜLEBİLEN BAĞLAMALAR,  Kama, cıvata, düz, konik veya kertikli pimlerle yapılan bağlamalar.

ÇÖZÜLEMEYEN BAĞLAMALAR, Perçin, sıcak geçme, kaynak, lehim, tutkal vb. bağlayıcılarla yapılan bağamalar.

ÇÖZÜNÜRLÜK, —> Solübilite.

ÇÖZÜŞME, —> Dissosiyasyon.

 
 

ÇUBUKLU DEĞİRMEN, Silindirik bir gövde içine yerleştirilmiş aşınmaya dayanıklı çok sayıda çubukların öğütülecek mâlzeme ile birlikte düşük hızda (—> Kritik hız altında) döndürülmesi suretiyle kuru veya sulu öğütme yapan değirmen.

 

ÇUBUKKOD,—> Barkod.

ÇUBUK KÜKÜRT,—> Kalkaroni usulü.

ÇUKUR, Madeni alınmış açık işletmelerin geride bıraktığı topoğrafik görünüm. Büyük açık işletmelerde; tabii topografyası madencilik faaliyeti nedeniyle bozulan arazinin ıslah edilmesi masrafları da fizibilite (yapılabilirlik) hesaplarına dahil edilir. Bazı durumlarda çukurlar sun’i bir göl hâline getirilir.

ÇUVAL DİBİ, 1) Taşdolgu ile kapatılmış galeri veya taş dolgu içinde bırakılan ve ayrı bir çıkış yolu olmayan kısa galeri. 2) Cul de sac. 3) —> Çıkmaz yol.

ÇÜRÜK DOLGU, Mermer madenciliğinde kullanılan bir terim olup taş boşluklarına oluşumun direncinden daha az direnci olan bir malzemenin dolması.

ÇÜRÜKGAZ, —> Egzos.

ÇÜRÜME, Fiziksel, kimyasal ve organik olayların etkisi ile minerallerin ve kayaçların değişmesi sonucu yeni mineraller ve eriyiklerin teşekkülü. 2) Bozuşma. 3) Alterasyon. 4) Tefessüh.

 

 

 

 
  Bugün 17 ziyaretçi (38 klik) kişi burdaydı! Bu site Oğuz ALP'e aittir.  
 


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol