Maden Mühendisi Oğuz ALP Website
  O-Ö
 
OBRUK, 1) Kireç taşları içinde, bacaya benzeyen 30m ya da daha çok derinlikte, genel olarak altında bir yeraltı mağarası (ini) bulunan tabii kuyu. 2) İçinde su biriken çukur yer, doğal kuyu. 3) İçbükey, konkav.

OCAK, 1) Açık (yerüstü) maden işletmesi yapılan yer. 2) Dik kuyu ve diğer girişler, meyilli kuyular, düz ve meyilli galeriler ile birlikte, yeraltı hafriyat ve imalâtını kapsayan; madencilik faaliyetini yapmak için belli bir projeye göre hazırlanmış iş yeri. Aynı işverene ait olmak şartı ile ayrı ayrı havalandırma tesisi bulunan birbirine yakın iki veya daha fazla ocak da bir ocak sayılır. 3) Yakıtta bulunan enerjiyi ısı enerjisine dönüştürmeye yarayan (yanma yeri) sistem. 4) —> Maden. —> Şekil. 5) Mermer işletmeciliğinde her cins taşın tabiî olarak, bulunduğu yerden istenilen özellikte çıkarılması için zemine, üstü havaya açık veya kapalı özel şekil verilmesi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

OCAK AĞZI, 1) Yeraltı işletmesine, yer yüzünden galeri veya kuyu şeklindeki giriş yeri. 2) Mermer işletmeciliğinde ocak açılırken yabancı veya çürük zeminden geçilip istenilen kaliteye varıncaya kadar zemine şekil verilmesi.

OCAK AĞZI MALZEME, Mermer işletmeciliğinde ocak ağzı kazısından çıkan düşük özellikteki malzeme.

OCAK AMİRİ, Bir veya birkaç ocağın işletmesinden ve teknik yönetiminden sorumlu maden mühendisi.

OCAK ARABASI, 1) Maden işletmelerinde maden ve malzeme naklinde kullanılan, demiryolu üzerinde hareket eden, yandan veya önden tumba etmek üzere yan veya ön kapaklı olarak da imal edilebilen özel araç. Taşınacak maddenin yoğunluğuna, kullanış şekline ve amacına göre değişik hacimlerde imal edilir. Kömür arabası (kömür vagonu), direk trikosu, beşik araba, kuyruklu araba gibi isimler verilir. Kömür madenciliğinde genellikle tonluk, üç tonluk ve beş tonluk ocak arabası kullanılır. 2) Vagonet (küçük vagon). 3) Araba.

 

 

OCAK ARTIĞI, Mermer işletmeciliğinde muayyen bir maksada hizmet edecek özellikte açılmış ocaklarda o maksada yaramayan taşlar.

OCAK ÇIKIŞ HAVASI, Havalandırma amacı ile ocak içinde dağıtıldıktan sonra, ocaktan çıkan kullanılmış hava.

OCAK DİBİ, Mermer işletmeciliğinde esas taşın, istenilen kalitesinin sona erip, başka bir zemine eriştiği yüz.

OCAK EMNİYET LAMBASI, —> Ocak havasındaki metan varlığını ve aynı zamanda oksijen yetersizliğini saptamak için kullanılan, hava giriş aralığı tel kafesli, ayrıca gaz çıkış kısmı da yanmadan dolayı meydana gelen sıcaklığı dağıtmak ve içerdeki alevin dışarı sirayetini önlemek üzere içteki bakır ve dıştaki çelik olmak üzere iki tel kafesli ve ayrıca muhafazalı, hazne ile üstyapının bağlanması sırasında otomatik olarak kilitlenen lamba. Kırmızı fanuslu akülü lamba da işaret için kullanılır.

 

OCAK GAZLARI İLE MÜCADELE, —> Maden ve taş ocakları ile açık işletmelerde alınacak işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri hakkında tüzük.

OCAK GİRİŞ HAVASI, Havalandırma amacı ile ocağa verilen temiz hava.

OCAK HAVASI, Ocakta dolaşarak havalandırmayı sağlayan hava.

OCAK İKLİMİ,  Ocak havasının kuru temperatürü, relatif rutubeti, sürati, endirekt basıncı, arazi sıcaklığı (jeotermik derinlik ısısı her  30 m’de 1½C), derinlikle ilişkili kompresyon ısısı (her 100 m’de 0,9½C), odaksiyon ısısı, üretilen madenin ısı kaybı, taşıma aracı ve taşıma süratine bağlı olarak çalışan makinelerden çıkan ısı, basınçlı hava boruları, ateşlemeler ve çalışan insanların ocak havasına verdiği ısı gibi çeşitli faktörlerin etkisi ile oluşan ortam. İyi bir ocak iklimi, madencinin yeraltında kendini rahat hissederek çalışabileceği ortam olarak tanımlanır. İklimi çalışmaya müsait olmayan ocaklarda ocağa verilen havanın tamamı soğutularak verildiği gibi, yeraltında soğutma tesisi kurularak pano, lağım vb. yerlere verilen hava da özel olarak soğutulabilir.

 

 

OCAK KATİBİ, 1) İşçilerin işe gelip gittikleri tesbit ederek yevmiyelerini puantaj defterine kaydeden kişi. 2) Puantör.

OCAK LAMBASI, 1) Madenlerde çalışanlara verilen elde taşınabilen veya barete takılabilen lamba. 2) Madenci lambası. 3) Baş lambası.

OCAK LOKOMOTİFİ, Ocaklarda ray üzerinde nakliyatı sağlamak üzere vagonlarla teşkil edilen katarları veya ocak arabalarını çekmek için kullanılan çekme aracı. Ocak lokomotifleri kullandıkları enerji kaynağına göre dizelli, akülü, elektrikli (troley) ve basınçlı havalı olarak sınıflandırılabilir.

OCAK PLANLARI, Bir harita mühendisi veya topograf tarafından, mevzuata uygun olarak hassas bir şekilde hazırlanan, ocak içindeki imalatın tamamını gösteren ve gelişmeler işlenmek suretiyle —> Ajur edilen plan ve kesitler.

OCAK SUYU, Mermer işletmeciliğinde taşın, ocaktan çıktığı anda sahip olduğu nem.

OCAK TAŞLARI, —> Posta.

ODA, Genellikle taban alanı dikdörtgen şeklinde, muntazam bir biçimi olan üretim yeri. Bir odanın boyutları her zaman galeri, taban ve kılavuz boyutlarından büyüktür. Odaların boyutları üretimden önce tavan, taban, yantaş ve cevherin yapısına göre saptanır. Odalar arasında topuklar bırakılır. Az meyilli (yatımlı) ve fazla kalın olmayan maden yataklarında odanın tavan ve tabanını, madeni sınırlayan kayaçlar teşkil eder. Dik ve kalın damarlarda odanın etrafı maden ile çevrilidir. Üretim sonucu damar içinde meydana getirilen boş hacme az meyilli damarlarda oda, dik damarlarda ise boşluk denir. Az yatımlı cevher yataklarında kazı işlemi odanın içinde yapıldığı halde emniyet bakımından dik damarlarda kazı, boşluğun içinde yapılmayıp yan kısmında boşluğa doğru sürülmüş olan kılavuzların tavan, taban ve yanlarına delinmiş olan lağım deliklerinin doldurulup ateşlenmesi suretiyle yer çekiminden yararlanılarak, cevherin oda içinde oluğa kadar akışı sağlanır. Yani damar içinde açılmış olan boşluğun içinde işçi çalışmaz.

ODA TARZINDA İŞLETME, İstihsalin odalar teşkil edilerek belli bir nizam içerisinde, aynı zamanda veya arka arkaya gerçekleştirilmesi. Oda tarzındaki işletme metodunda kazı yeri hareketli değildir.

ODA VE TOPUK AÇIKAYAK İŞLETME METODU, Bünyesi mütecanis ve tenörü düşük ufki veya çok az yatımlı masif maden yataklarında topuk bırakmanın, sun’i tahkimata nazaran daha ucuz olduğu veya tavanın göçerek bozulması istenmeyen hallerde madenin üzerini örten tabakanın kalınlığı, kendini taşıma kabiliyeti, göçmeden durabileceği azami açıklık, taban taşının taşıma mukavemeti ve evsafı ile madenin mukavemeti dikkate alınarak tesbit edilen oda ve topuk genişliğine göre çalışma esasına dayanan tahkimatsız (üretim) işletme metodu. Bu usülde bırakılacak topuklar müstakil sütunlar halinde bırakılacağı gibi devamlı da olabilir. Bu takdirde maden muntazam odalar açılarak alınır.

 

 

OFİTİK TEKSTÜR, 1) Gözle görülecek derecede büyük ve uzunca kristaller (feldispat) ihtiva eden mikrolitik yapı. 2) Ofitik doku.

OFİYOLİT, Jeosenklinal sedimanların eşlik ettiği bazik intruzif kayaç. Genellikle ofiyolit altere olarak serpantine; klorit, epidot ve albitçe zengin kayaca dönüşür.

OK, Tavan kuvvetlerine karşı koymak amacıyla ayaklarda kullanılan bir tür sarma.

OKSİDASYON ZONU, Yeraltı su seviyesinin üstünde bulunan kayaçların veya madenlerin, yeraltı sularının etkisi altında oksitlenerek değişime uğradıkları (bölge) zon.

OKSİJEN (O), Havanın hacim bakımından yaklaşık % 21’ini oluşturan, solunum için zorunlu olan renksiz, tatsız, kokusuz gaz madde. Atom numarası 8, atom kütlesi 16 olan, havaya göre ağırlığı 1,1 (O°C ve 760 mm civa basıncı altında), yoğunluğu 1,429 kg/m3 olan kimyasal element.

Oksijen, fluor hariç olmak üzere doğada hemen her madde ile birleşerek oksidasyon denilen kimyasal bir birleşme özelliği gösterir. Bu birleşme yavaş yürüdüğü takdirde oksidasyon (spontane yanma —> Kızışma) adını alır. Ancak bu birleşme nisbeten hızlı yürür ve ısı-ışık verirse yanma (—> Yanma olayı), şiddetli bir ısı ve ışık yayımı verecek kadar da âni olursa patlama olayını yaratır.

Maden ocaklarında; insan ve hayvanların teneffüsü, alevli (benzinli) emniyet asetilen vb. lâmbaların yanmasında, maden direklerinin çürümesinde, kömürlerin ve piritin yavaş oksidasyonu ile önemli miktarda oksijen tüketilir. İnsanın verdiği nefeste yaklaşık % 79 azot, % 17 oksijen ve % 4 karbondioksit bulunur. Yüzde 17 oksijen bulunan havada lâmba söner, oksijen oranı % 15’e inerse insanda nefes darlığı olur. Nefeslikten dışarıya atılan havada oksijen oranının % 20-21 arasında olması istenir. Bu oranın % 19-20 ye düşmesi ocağın kötü bir şekilde havalandırıldığını gösterir.

OKSİJEN CİHAZI, 1) Oksijen vererek tedavi etme ve boğulanları canlandırma için kullanılan cihaz. 2) Pulmotor —> Teneffüs cihazı.

OKSİJEN ÜRETEN FERDİ MASKE, Nefes almak için içinde basınçlı oksijen bulunan ve nefesi kimyasal olarak oksijen bakımından zenginleştirmek suretiyle temizleyen ve böylece dışardan hava alınmaksızın yaşamı bir süre sürdürmeye yarayan cihaz.

 

 

OKSİTLEYİCİ ALEV, Bir mineralin tanınması için mum ve üfleç vasıtasıyla kuru usülle yapılan testte; üflecin ucu mum alevinin içine sokulması ve böylece mavi bir alev hasıl edilmesi.

 

 

 

 

OKSİTLEYİCİ KAVURMA, Genellikle sülfürlü cevherden kükürdü uzaklaştırmak için hava ile temas halinde yapılan kavurma işlemi.

OLİVİN , Minarolojik formülü (Mg, Fe)2 Si O4 olan, zeytin yeşili renkte doğal mağnezyum ve demir silikat. Mağnezyumlu minerali forsterit (Mg2 SiO4) olup ; %85 ‘den az forsterit ve %14’den fazla fayalit (Fe2 SiO4) içeren olivinlerin fazla bir değeri yoktur. Olivin çoğunlukla demir-çelik sanayiinde eritken ve cüruf düzenleyici hammade olarak kullanılır. Az silisli demir cevherlerinin izabesinde —> Dolomit yerine olivin tercih edilir. Bunun yanında, silikoz hastalığına yol açmadığı için, döküm kumu olarak; refrakter forsterit tuğla üretiminde, deniz petrol platformlarında balast (Özg. ağ. = 3.2 gr/cm3) malzemesi olarak, abrazif olarak, demir tozları ile karıştırılarak sinter tesislerinde kullanılır.

OLTU TAŞI, Türkçede oltutaşı olarak bilinen siyah (kara) kehribar. Minerolojide gagat, jayet ve jet olarak geçer. Ayrıca metamorfizmaya uğramış linyit, bitümce zengin kompakt mineraller, nebat ziftinin karbonlaşması sonucu oluşan mineraller de oltu taşı olarak bilinir. Oltu civarındaki Dutlu Dağ’ da, neojen formasyonları içerisinde, yatakları bulunur. —> Karakehribar.

OLUK, Maden, taş ve gereğinde malzemeyi, yerçekiminden yararlanılarak, aşağı düzeylere taşımak için kullanılan, kesiti genellikle yarım daire veya yamuk şeklinde olan kıvrılmış sac.

OLUK DEĞİŞTİRME, Ayaklarda sabit oluk veya zincirli konveyörlerin sökülerek alındaki haveye alınması.

OLUKLU YIKAYICI, Zenginleştirilecek malzemenin suyla karıştırılması ve oluklardan akıtılarak yoğunluğu fazla olanların oluk tabanında konsantre olup hafif malzemenin daha ileri taşınması prensibine dayalı zenginleştirme cihazı.

ONİKS, Genellikle siyah-beyaz veya kahverengi-beyaz renkli düzgün şeritli bir —> Akik. —> Kalsit.

ONİKS MERMERİ, 1) Madensel tuzlar bakımından muhtevası fazla, sıcaklığı düşük mağmatik suların çok yavaş bir şekilde meydana getirdikleri çökellerden oluşan kristalize, yoğun ve oldukça saydam taş. 2) Su mermeri. 3) Albatr. —> Mermer cinsleri.

OOLİTLİ KALKER, Balık yumurtasına benzeyen ufak kalker küreciklerinin kalkerli bir çimento ile birleşmesinden hasıl olan tortul kayaç. Çapları bir milimetreyi geçmeyen bu kürecikler aynı merkezli küreciklerden meydana gelmiş olup, merkezlerinde bir kuars kumu veya bir mikroorganizma parçası bulunur. Yani bunlar kum veya ufak bir kavkıyı kaplayan kalker konkresyonlarıdır.

OPAK MİNERAL, 1)İnce kesitte bile saydam duruma gelmeyen minerâl. 2) Şeffaf olmayan mineral. Böyle mineraller bir yüzeyi parlak bir duruma getirilerek yukarıdan inen ışık altında incelenir. Böyle ışık belli mikroskoplara yerleştirilen opakilüminatör ile elde edilir.

OPAK MİNERALLER, (ŞEFFAF OLMAYAN MİNERALLER), Işığı absorpsiyon özelliği kuvvetli olan, saydam olmayan mineraller.

OPAL,—> Kuars (SiO2).

OPAL CAM, Soğutulma sırasında camın içinde çok sayıda mikroskopik billûr taneciklerinin (kalay oksit, kalsiyum fosfat ve özellikle sodyum ve kalsiyum florürler) çökelmesiyle opal taşına benzer bir görünüm kazanan yarı saydam cam.

OPERATÖR, Madencilikte genel olarak bir maden veya iş makinasını çalıştırmakla görevli usta işçi.

OPTİK ÖZELLİK, —> Minerallerin optik özelliği.

OPTİK PİROMETRE, Bir fırının içinin sıcaklığını ölçmeye yarayan elektrik ceryanı ile ısıtılan ve sıcaklığı belli bir flamanın rengi ile karşılaştırma esasına dayanan (optik) sıcaklık ölçme cihazı.

ORGANİK ÇÖKELLER, Organik maddelerin birikmesinden meydana gelen tortul kayaç.

ORİFİS EKİVALAN, Muadil ocak açıklığı.

ORMAN İRTİFAK HAKKI, Maden işletme faaliyetlerinde kullanılması zorunlu orman arazileri için verilen geçici intifa (yararlanma) hakkı. Bu hak Orman Bakanlığı tarafından verilir.

Mevkii ve hudutları gösterilen orman arazisi toplam 2 adet h (m2) alan üzerinden maden sahibi adına intifa hakkı tesis edilir. Sözkonusu Bakanlığın tip taahütname senedi doldurulup, noterlikçe tasdik ettirilerek bakanlığa teslim edilir. İntifa hakkında konu olan Devlet orman sahası, mahalli maliye ve orman idaresi yetkililerince birlikte, orman irtifak hakkı lehdarına veya kanuni temsilcisine bir tutanakla teslim edilir. Teslim edilen saha üzerinde kesilecek ağaçlar orman idaresince usulüne göre kesilir. İntifa hakkı sahibi, adına tahsis edilen orman sahası için her yıl peşin olması kaydıyla, yıllık tahsis bedeli öder.

ORPİMENT,—> Arsenik.

ORSAT APAREYİ, İlk defa 19. yüzyılın ortalarında bulunmuş olan ve ocak havasından alınan numunelerdeki CO2, O2, CO, CH4, H2 ve N2 oranlarını tesbit etmek için kullanılan alet. Bu alet (—> Şekil) kolayca taşınabilir bir kutu içine yerleştirilebilmektedir. Alette etrafı su ile örtülü, A gaz büreti alttan lastik bir hortum ile B şişesine, üst taraftan da hem gaz toplama aletine hem de reaksiyon kaplarına bağlantı yapılabilecek bir musluğa bağlıdır. B şişesine, gazları en az erittiği için, asitli su konur. Reaksiyon şişeleri şekilde görüldüğü gibi U şeklinde ve çifttir. | No.lu tüpte CO2 yi emen KOH eriyiği, || Nolu tüpte O2 yi emen potasyum pirogallatPirogallik asidi C5 H3 (OH)11 bir gramı 190 cm3 O2 emer. || nolu tüpte CO2 yi emen bakır eriyiği (Cu CI2+CO+H2O —> Cu CI. CO.H2O) vardır. Cu CI eriyiğinin çabuk bozulmaması için bu tübe bakır teller de konur.

Bu apareyle, gaz veya hava numunesinde bulunan metan tesbit edilecekse, |V No.lu platin telli tüp de bulunur. Platin telli tüpte meydana getirilen patlamada meydana gelen CO2nin hacmi CH4'ün hacmini verir. (CH4+2O2 —> H2O+CO2, H2+ 1/2 O2 —> H2O) CH4'ün patlaması sonunda azalan hacim ise numunede bulunan H2' nin hacmidir.

 

 

ORTA, Yeraltında sürülen bir galeri alnında öncelikle patlatılarak koparılması gerekli göbek kısmı.

ORTA ÇEKME, 1) Alında, daha sonra ateşlenecek çevre deliklerine serbest yüzey sağlamak için, belli bir biçim verecek şekilde yönlendirilmiş deliklerle yapılan ön ateşleme. Orta çekme sonunda delik sistemine göre silindirik, ters koni, ters kare ve ters dikdörtgen piramidi şekillerinde boşluk elde edilir. Orta çekme yelpaze şeklinde delik delme suretiyle de yapılabilir. 2) —> Gevşetmeli orta. —> Şekil.

 

 

 

 

 

 

 

ORTA DELİĞİ, Orta açmak için delinen lağım delikleri.

ORTA DERİN DEPREMLER, —> Deprem odak derinliği.

ORTA DİREK, Galerilerde tahkimatı takviye için boyundurukla taban arasına vurulan —> Çatal (destek) direk.

 

 

ORTA EMDİRME, —> Su enjeksiyonu.

ORTA KARBONLU ÇELİK, —> Çelik.

ORTALAMA DAMAR KALINLIĞI, Üretim yerlerinin herbirinde ölçülen damar kalınlıkları toplamının üretim yeri sayısına bölümü ile hesaplanan kalınlık.

İşletilen (dengelenmiş) ortalama damar kalınlığı (M) ise;

Ocağın çeşitli yerlerinden (n yer) yapılan üretim (f) ve buralardaki damars kalınlıkları (m) dikkate alınarak hesaplanır.

Bunun hesabı da;

         n

           f1 + .... + fn

         1

M = ––––––––––––––––

         n    f1           fn

           ––– + .... + ––––

         1   m1           mn

 

Üretim;

  Üretim   Üretim     Damar kalınlığı

Ayakları   Miktarı     (ara kesme ve

  Adet         f     yalancı tavan hariç)

                                   m

     1       1.200 t          1.00

     2      2.400 t           1.20

     3      4.200 t           1.50

 

f/m

1.200

2.000

2.800

6.000

 

          f                7800

M = ––– = –––––– = 1,30 metre

          f                6000

        –––

         m

 

ORTALAMA GÜNLÜK AYAK İLERLE-MESİ, Bir ayakta veya panoda yapılan günlük ilerleme. Aylık ayak veya pano ilerlemesi (a) ölçülüp ay içinde çalışılan gün (g) sayısına bölünerek günlük ortalama ayak ilerlemesi bulunur.

ORTALAMA İŞÇİ SAYISI, 1) Aylar itibariyle bordroda ücret ödenen işçi sayıları toplamının onikide biri. 2) Yıl boyunca yapılan fiili yevmiye + yıllık ücretli izin ve hafta tatili yevmiyelerinin yıllık fiili toplam işgününe bölümü.

ORTOGONAL KOORDİNAT SİSTEMİ, Arazide ölçümü yapılan bir P noktasının, yatay düzlem üzerindeki izdüşümünün metre olarak y eksenine olan (x’), x eksenine olan (y’) ile x ve y eksenlerinin bulunduğu düzleme olan uzaklıklarının belirlenmesine yarayan yer belirleme sistemi, P (x’, y’, z’). Bu sistem haritaya geçirilebilen ölçülere dayanır. —> Polar koordinat sistemine dönüştürmede;

         y’                       z’

tg = –––––, tg = –––––––––––– ve

         x’                  šx’2 + y’2

f = šx’2 + y’2 + z’2 bağıntılarından yararlanılır.

ORTOKUARSİT, —> Kuarsit.

OSWALD İŞLEMİ,—> Amonyak.

OTOJEN DEĞİRMEN, Cevheri, kendi tane büyüklüğü farkından yararlanarak öğütmeye yarayan değirmen. Bu değirmen, serbest düşen iri parçaların kinetik enerjisinden istifade etmek için, büyük çaplı, (7-9 m kadar) ve dar olarak imal edilir; kuru veya yaş öğütme yapar.

OTOJEN SİKLON (SU SİKLONU), Boyutları 150-600 mikron arasındaki kömürlerin yıkanmasında (zenginleştirilmesinde) kullanılan, yapı olarak ağır ortam (ağır mayi) siklonlarından farklı olup en belirgin özelliği koni açısının 60° den büyük (bazen 120° ye kadar); performansı diğer ayırıcılara nazaran daha düşük, fakat kendiliğinden yaratılan otojen ağır ortamın geri kazanılması söz konusu olmadığı için, yatırım ve işletme maliyetleri düşük olan kömür zenginleştirme (yıkama) ünitesi, —> Santrifüj ayırıcılar, Ağır mayi ile ayırma, Kömür yıkama sistemleri. —> Şekil.

 

 

OTOMASYON, El emeğine gereksinme olmadan işi teknik araçlarla yapma. Yani endüstride, yönetimde ve bilimsel işlerde insan aracılığı olmadan işlerin otomatik olarak yapılmasının sağlanması.

OTOMATİK NİVO, —> Kompansatörlü nivo.

OTOKTON KÖMÜR YATAKLARI, —> Otokton-, Bakiye maden yatakları.

OTOKTON MADEN YATAKLARI, 1) Bitki kütlelerinin yetiştiği yerde kömürleşmesi sonucu meydana gelen kömür yatağı. 2) Kayaçların çürümesi (alterasyon) sonucu kayacın bulunduğu yerde meydana gelen maden yatağı.

OTOMATİK, 1) Elektrik şebekesinde olan kısa devre anında herhangi bir müdahale olmadan elektrik devresini kesen (sigorta) şalter. 2) Kendi kendine işleyen aygıt.

OTOMETAMORFOZ, —> Metamorfoz.

OTURUŞMA ÇATLAĞI, Tavan taşının oturması ile tavan taşında meydana gelen çatlaklar. Kömürün üretilmesiyle oluşan ve kömür alnına paralel olarak devam eden çatlaklara ise “ Basınç çatlakları” denir. —> Şekil.

 

 

 

OVAL DAMARLI HALAT, Çelik halatı teşkil eden halat damarlarının en kesitleri yaklaşık olarak oval biçimini haiz halatlar. Damar sayıları en az 6 olur. —> Şekil, Halat damar düzenleri.

 

OVERŞOT, 1) Halatlı karotiyer sisteminde vayrlayn halatı ucuna bağlanıp kuyuya indirilen karotiyerin iç gömleğini yakalayan ve yeryüzüne çekilmesini sağlayan teçhizat. 2) Kuyuda kopan tiji yakalayıp bırakmayan tahlisiye takımı.

 

OYNAK CİLA,—> Elmas cila.

OYTEKTİK (Eutectic) ALAŞIM, İki ve bazan da daha fazla metalin, en düşük erime derecelerinde eriyebilen alaşımı. Ötektik kar

ÖĞLEN VARDİYASI, 16.00-24.00 vardiyası.

ÖĞÜTME, Boyutu düşürülmek istenen parçacıkların; en büyük boyutunun yaklaşık 5 mm’den daha az olduğu durumlardaki yüzey büyütme işlemi.

Her ne kadar, teknik uygulamada her durum için geçerli olan kabullere varılmamışsa da ilk yaklaşım olarak, öğütme aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir.

Kaba öğütme       5-0,5 mm arası

İnce öğütme  500-50 mikron arası

Çok ince öğütme 50-5 mikron arası

Kolloid Öğütme            <5 mikron

ÖĞÜTÜCÜ TAŞI, Özgül ağırlığı 2,6-2,7gr/cm3 olan ve istenen boyuta kırıldaktan sonra yuvarlaklaştırılan sert kalsedon parçaları. Öğütücü taşı seramik sanayiinde hammaddeye karıştırılarak öğütücü malzeme olarak kullanılır ve flint taşı olarak da isimlendirilir.

Seramik değirmenlerinde vazgeçilmez bir madde olarak yararlanılan kalsedonların kimyasal ve fiziksel özellikleri şöyledir:

Kimyasal Özellikleri: (% olarak) SiO2 97,64, Al2O3 1,60, FeO3 0,07, MgO 0,07, Na2O 0,04, TiO2 0,03, CaO eser halde, K2O eser halde; Kızdırma kaybı: % 0,55. Fiziksel özellikleri: Doğal rengi, gri ve açık gri; piştiğindeki renk, beyaz ve açık gri; görünüş, camsı; özg. ağırlık, 2,6-2,7gr/cm3; sertlik, 7-7,5.

ÖKSÜZ, —> Makaslarda lokomotif ve vagonların düşmesini önlemek için göbeğin karşısındaki raya paralel olarak yerleştirilen özel imal edilmiş kısa ray.

ÖLÇMECİ, —> Topoğraf.

ÖLÇME LATASI, 1) Budaksız çam ağacından 5-6 cm çapında yuvarlak veya kenarları 5-6 cm kare şeklinde dörtköşe, 3-5 cm boyunda iki ucu bıçak gibi inceltilmiş ve çelik başlık geçirilmiş yerüstünde kullanılan hassas uzunluk ölçme aleti. 2) Mesaha latası.

ÖLÇME ZİNCİRİ, 1) Genellikle yeraltı ölçmelerinde pusula ile birlikte kullanılan manyetik olmayan bir madenden (pirinç ya da fosforlu bronz) yapılmış, birbirine mafsallarla bağlı muayyen uzunlukta çubuk, tel veya ince madeni halatlardan yapılmış, üzerine metre işaretleri bulunan uzunluk ölçme aleti. 2) Mesaha zinciri.

ÖNDEKAPAJ, Açık işletme yapılacak sahada maden yatağına ulaşmak için ilk yapılan kazı (ilk çukur). İlk çukurdan çıkan malzeme işletme dışına, maden çıkarmaya başladıktan sonra yapılan ana ve ara dekapajda elde edilen kazılmış malzeme de uygun olan şartlarda madeni alınmış kısma dökülür. Madenin tümü çıkarıldığı zaman açık işletmenin son durumu bir çukur görünümündedir (son çukur).

ÖN EMDİRME, —> Su enjeksiyonu.

ÖN İŞLETME FAALİYET RAPORU, Ön işletme ruhsatı alınmış maden sahası için her yıl ilgili daireye verilmek üzere fenni nezaretçi tarafından hazırlanan takdim metni.

ÖN İŞLETME PROJESİ, Ön işletme ruhsatı alabilmek için araması olumlu sonuç vermiş sahada bulunan madenin üzerinde kurulacak tesis için muayyen bir detayda hazırlanmış proje.

ÖN İŞLETME RUHSATI, Arama ruhsatı sahibinin arama ve rezerv saptama çalışmalarının olumlu bir gelişme gösterdiğini, arama ve öbür etkinliklere bir süre devam edilmesiyle daha büyük işletme ve tesisi kurma olanaklarının doğabileceğini bildirerek çalışmalarının genişletilmesi için aldığı ek izin. Arama ya da ön işletme ruhsat süresi içinde işletmeye elverişli maden bulunması durumunda ruhsat sahibinin —> İşletme ruhsatı hakkı doğar.

ÖN PROJE, İhaleye çıkılmasını sağlamak veya yatırım projesini uygulamaya koymak amacı ile bir tesis ya da inşaatın hangi tesis gereçleri ile ve nasıl yapılacağını gösteren açıklama, şema, plan ve resimlerle bunların düzenlenmesine dayanak olan hesap, keşif ve şartnamelerden oluşan proje.

ÖRDEK AYAĞI, Demiryolu taşımacılığında raydan çıkan (düşen) arabanın; lokomotifi çekmek veya itmek suretiyle tekrar ray üzerine oturmasını sağlamak üzere kullanılan özel parça. Bunlar ya demiryoluna sabit olarak monte edilecek veya seyyar olarak kullanılabilecek şekillerde imal edilir.

 

 

 

ÖRDEK GAGASI, 1) Ön kısmı ördek gagası biçiminde genişleyen ve üzerinde ok başı biçimli çıkıntılar olan yükleyici mekanik kürek. 2) Dakbil.

ÖRTÜKAZI, —> Dekapaj.

ÖRTÜKAZI HACİM, Örtü tabakasında yapılan kazıda dekapaj malzemesinin yerinde, kazıdan sonra kabarmış ve döküm sahasında sıkışmış hacmi. Yerinde hacim (m3) x Kabarma faktörü  (kayacın cinsine göre 1,25 - 1,45 - 1,65) = Kabarmış hacim (m3). Kabarmış hacim (m3) x Sıkışma faktörü (0,72-0,80-0,74 Kabarma faktörüne göre). = Sıkışmış hacim (m3).  (Burada faktörler normal toprak, marn ve sert malzeme için verilmiştir.) —> Kabarma katsayısı.

ÖRTÜKAZI ORANI, —> Dekapaj oranı.

ÖRTÜKAZI YÖNTEMLERİ, Bir açık işletmenin faaliyete geçmesi için, örtü tabakasının kaldırılma yöntemleri. Örtü tabakasının özelliklerine, maden yatağının durumuna, öngörülen üretim miktarına, sahanın çalışılma ömrüne, diğer teknik ve ekonomik koşullara göre yapılan iş makinaları tercihlerine paralel olarak örtükazı tertibi seçilir.

1) Döner kepçeli kazıcı+bant+dökücü,

2) Draglayn örtükazı yöntemi,

3) Aktarıcı shovel ve ripper+skreyper,

4) Kazıcı+kamyon,

5) Yükleyici+kamyon,

6) Kazıcı+kırıcı+bant; en önemli örtükazı yöntemleridir.

ÖRTÜKAZIDA DELİK BOYUNUN TESPİTİ, Ekskavatörle verimli örtükazı yapılabilmesi için kademe tabanının düzgün olması amacıyla patlatma delikleri boylarının; kademe tabanından aşağı inecek şekilde delinerek patlatmadan sonra çukur üst kenarlarının çıkıntı ve tırnak yapmasını önleyecek şekilde belirlenmesi. —> Şekil.

ÖRTÜ TABAKASI, 1) Maden içeren formasyonlar üzerinde olan kayaç katmanları. 2) İstihsal edilmesi istenen maden yatağının üzerindeki steril formasyonların tümü. 3) Örtü 4) Petrol ve doğalgaz yataklarının üzerini örten ve bunların kaçıp yokolmasını engelleyen geçirimsiz tabaka. Cap-rock. —> Şekil.

 

ÖTEKTİK KARIŞIM, Birbirleri içinde çözünebilen bir grup maddenin, en düşük sıcaklıkta sıvılaşacak biçimde düzenlenmiş karışımı. Bu tür maddelerden rasgele seçilmiş sıvı bir karışım soğultulduğunda, bileşenlerden birinin katılaşarak sıvı karışımdan ayrılacağı bir sıcaklığa ulaşılır. Sıcaklık daha da düşürüldüğünde, aynı bileşen katılaşmayı sürdürerek karışımdan ayrılacağı için geride kalan sıvı öbür bileşen açısından zenginleşir ve sonunda sıvının bileşimi, her iki maddenin katı bir karışım halinde ve aynı anda ayrılmaya başladığı bir değere ulaşır. Sıvının o andaki bileşimine “Birerim bileşimi” katılaşmaya başladığı sıcaklığa da “Birerim sıcaklığı veya Birerim (Ötetik= Eutektik) noktası” denir. Soğutulan sıvı başlangıçta birerim bileşiminde ise, birerim sıcaklığına ulaşıncaya kadar herhangi bir katılaşma ve ayrılma olmaz; bu sıcaklık derecesine ulaşıldığında, katılaşan her iki bileşen, sıvıdaki bileşim oranını koruyacak biçimde ayrılmaya başlar. Katılaşma süresince gerek biriken katının, gerek arta kalan sıvının bileşimi ve sıcaklığı   değişmez. —> Şekil: denge (durum) diyagramının meydana gelişi; Şekil: Kurşun- antimon sistemi, Şekil: Demir-karbon diyagramı.

ÖTEKTİK NOKTASI, —> Ötektik karışım.

ÖZGÜL ISI, Bir cismin birim kütlesinin (gr kütle) ısısını 1½C yükseltmek için verilmesi gereken ısı miktarı.

ÖZÜTLEME, (Çıkarma işlemi) Metalurjide, metallerin cevherlerinden ayrılarak elde edilmesi. Bu amaçla uygulanan fiziksel ve kimyasal işlemlere, metalurjik süreçler denir.

Değerli minerallerin ham cevherden mekanik yolla ayrılmasında bu minerallerin özgül ağırlık, sertlik, geçirgenlik, elektriksel iletkenlik, gibi fiziksel özelliklerinden yararlanılır. Bu işlemlere,—> Cevher hazırlama denir.

Metalurjik özütleme —> Pirometalurji ve —> Hidrometalurji olarak iki gruba ayrılabilir. Her iki durumda da amaç, cevherin iki ya da üç fazda ayrılmasıdır. Başlıca pirometalurji işlemleri —> Ergitme, Kavurma ve Damıtma; başlıca hidrometalurji işlemleri ise, suda çözündürme —> Liçing, çökelterek elde etme ve yoğun-laştırmadır.






 
  Bugün 14 ziyaretçi (27 klik) kişi burdaydı! Bu site Oğuz ALP'e aittir.  
 


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol